Yakın Doğu Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dekan Yardımcısı / Hayvan Hastanesi Başhekimi
Yakın Doğu Üniversitesi, Veteriner Fakültesi / Hayvan Hastanesi
1983 yılında Lefkoşa’da doğdu. İlköğretimini Akdoğan İlkokulunda, orta ve lise öğretimini ise Lefkoşa Türk Maarif Koleji’nde tamamladıktan sonra 2000 yılında Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesini kazandı. Lisans eğitimi sırasında Erasmus öğrenci değişim programı çerçevesinde 6 ay İtalya’nın Bologna Üniversitesi Veteriner Fakültesinde eğitimine devam etti. 2005 yılında lisans eğitimini tamamlayıp aynı yıl doktora eğitimine başlamıştır. 4 yılda tamamlanan doktora eğitiminden sonra 2009 yılında Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Doğum ve Jinekoloji Anabilim Dalından mezun oldu ve doktor unvanını kazandı. Yine 2009 yılında Yakın Doğu Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nde Öğretim Üyesi olarak çalışmaya başlamıştır. 2010 yılında Avrupa Birliği Eğitim Bursu kazanarak İtalya’nın Bologna Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nde 3 ay araştırma ve çalışmalarda bulunmuştur. 2011 yılında Yardımcı Doçentliğe atanan Osman Ergene aynı yıl DekanYardımcılığı görevine de atanmıştır. 15 Kasım2014 yılında açılan Yakın Doğu Üniversitesi Hayvan Hastanesi’nde de başhekimlik görevine atanan Ergene, halen daha Dekan Yardımcılığı ve Başhekimlik görevlerini devam ettirmektedir. İleri düzeyde İngilizce bilmektedir.
Yakın Doğu Üniversitesi, Veteriner Fakültesi / Hayvan Hastanesi
Doğum ve Jinekoloji
Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi
-
-
Veteriner Fakültesi
Ankara Üniversitesi
-
ERGENE, O., ALACAM, E. (2010). Progesterone concentrations of pregnant repeat breeder cows following post insemination PRID and GnRH treatments. Lucrari Stiintifice – vol.55: 315-318. Seria Zootehnie.
-
ERGENE, O. (2011). İneklerde Embriyonik Yaşamın Desteklenmesine Yönelik Hormonal Girişimler. J. Fac. Vet. Med. Univ Erciyes, 8(2): 119-126.
-
ERGENE, O. (2009). İneklerde Kromozomal, Hormonal, Beslenme Sorunlarına ve Isı Stresine Bağlı Erken Embriyonik Ölümler. Dicle Üniv. Vet. Fak. Derg., 2(2): 36-41.
-
ERGENE, O. (2008). İneklerde Progesteron Hormonunun Klinik Endikasyonları. Vet. Hekim. Der. Derg., 79(4): 29-34.
-
ERGENE, O. (2012). Progesterone concentrations and pregnancy rates of repeat breeder cows following post insemination PRID and GnRH treatments. Turk. J. Vet. Anim. Sci. 2012; 36(3): 283-288.
-
ERGENE, O. (2012). Comparison of PRID + PGF2alfa + GnRH and GnRH + PGF2alfa + GnRH protocols in the treatment of postpartum anestrus cows. Journal of Animal and Veterinary Advance 11 (2) 211-213.
Objective: This study aimed to investigate the seroprevalance of leishmaniasis in dogs from Hatay and Burdur provinces of Turkey and Northern Cyprus. Methods: Blood was collected from a total of 278 dogs, including 124 from Hatay, 49 from Burdur, and 105 from Northern Cyprus. Dilutions of serum samples were prepared, and the presence of anti-Leishmania antibodies was investigated by indirect fluorescent antibody technique (IFAT). Results: A total of three dogs were found to be seropositive (1.1%), one from Hatay (0.8%) and two from Northern Cyprus (1.9%). Also, one dog (0.4%) from Northern Cyprus was found to be borderline positive. All dogs from Burdur have been identified as seronegative. Conclusion: This is the first research on the seroprevalence of the parasite in dogs from Hatay and Burdur. The seropositivity detected in dogs from Hatay and Northern Cyprus demonstrates the presence of the parasite in these regions, and obtained results contribute data on the prevalence of the disease in an epidemiological manner. To obtain more reliable data, it will be useful to conduct studies on wider dog populations and vector sandflies.
Amaç: Bu çalışmada, Hatay, Burdur ve Kuzey Kıbrıs köpeklerinde leishmaniasisin serolojik olarak araştırılması amaçlanmıştır. Yöntemler: Hatay’dan 124, Burdur’dan 49 ve Kuzey Kıbrıs’tan 105 olmak üzere toplam 278 köpekten kan alınmıştır. Serum örneklerinin dilusyonları hazırlanarak İndirek Floresan Antikor Tekniği (IFAT) ile Anti-Leishmania antikorlarının varlığı araştırılmıştır. Bulgular: Hatay’dan bir (%0,8) ve Kuzey Kıbrıs’tan iki (%1,9) olmak üzere toplam üç köpek (%1,1) seropozitif, yine Kuzey Kıbrıs’tan bir köpek (%0,4) şüpheli pozitif bulunmuştur. Burdur ilindeki tüm köpekler ise seronegatif olarak tespit edilmiştir. Sonuç: Bu çalışma, Hatay ve Burdur illerinde parazitin köpeklerdeki yaygınlığı üzerine yapılan ilk araştırmadır. Hatay’da ve Kuzey Kıbrıs’ta saptanan seropozitiflikler parazitin bu bölgelerdeki varlığını göstermekte ve elde edilen sonuçlar hastalığın yaygınlığı hakkındaki verilere epidemiyolojik açıdan katkı sağlamaktadır. Daha sağlıklı verilerin elde edilebilmesi için, daha geniş köpek popülasyonları ve vektör tatarcıklar üzerinde araştırmaların yürütülmesi faydalı olacaktır.
Mastitis is one of the most complex and costly diseases of the dairy industry. Approximately 67% of the total economic loss caused by mastitis is due to decrease of milk production. Furthermore, in mastitis events, the quality of milk is also changed importantly. As the somatic cell count and total bacteria count in milk increase, the components of milk also changes. Because of these changes, the tastes of the products are reduced and the shelf life of them decreases. Nowadays milk producers take quality premiums depending on the milk quality and this situation affect the benefit and viability of producers in global economy. For this purpose, the milk producers have to emphasise on milk quantity as well as the quality. Depending on these reasons in this paper, the aim is to take attention on the loss of production and changes in the milk quality and the importance of somatic cell count in herd udder health management was emphasized.
Mastitis süt sığırı işletmelerinde en karmaşık ve en masraflı hastalıklardan birisidir. Mastitisin neden olduğu ekonomik kaybın yaklaşık %67’si süt üretim kaybından ileri gelmektedir. Ayrıca mastitis olgularında süt kalitesi de önemli ölçüde değişmektedir. Süt içerisindeki somatik hücre sayısı ve toplam bakteri sayısı artarken, sütün biyokimyasal yapısı değişmektedir. Bu değişiklikler sonucu üretilen süt ürünlerinin lezzeti bozulur, saklama ömrü kısalır. Günümüzde süt üreticileri ürettikleri sütün kalitesine göre prim alırlar ve bu durum üreticilerin karlılığını etkileyen ve global ekonomide ayakta kalmalarını sağlayan önemli bir faktördür. Bu amaçla süt üreticileri ürettikleri sütün niceliğiyle birlikte niteliğine de önem vermek zorundadırlar. İşte bu nedenlerden ötürü bu makalede mastitisin neden olduğu verim kaybı ve süt kalitesiyle ilgili değişikliklere dikkat çekmek amaçlanmış, sürü meme sağlığı yönetiminde somatik hücre sayısının önemi vurgulanmıştır.
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-