Doç. Dr.
YDÜ İletişim Fakültesi, Radyo, TV ve Sinema Bölüm Başkanı
1972 yılında Baf kasabasında doğdu. İlk ve orta öğrenimini Güzelyurt’ta tamamladı. İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi; Sinema – Televizyon Ana Sanat Dalı’ndan mezun oldu. Yine ayni üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde yüksek lisans (1998) ve Güzel Sanatlar Enstitüsü’nde doktorasını başarıyla tamamladı (2005). Lise yıllarından medyaya ilgi duymaya başlayan Doç. Dr.Fevzi Kasap, üniversite yıllarında değişik bülten, dergi ve gazetelerde yazıları yayımlandı. 2000 yılında Hürriyet Kıbrıs Gazetesi’nde köşe yazıları yayınlamıştır. Üniversite öğrenimi süresince birçok kısa film ve belgesel çekti. DEÜ Rektörlük projeleri olan “İnsan Hakları Belgeseli” ve “Niyazi Berkes Belgeseli”nde görev aldı. Bu filmler, birçok şehirde ve ülkede gösterilme şansını yakaladı. ‘Kıbrıs’ ve ‘Medya’ temalı konferanslara bildiriler sundu. Üniversite yıllarında gençlik derneklerinde ve Kıbrıs Türk Kültür Derneği’nde yöneticilik yaptı. Kıbrıs Türk kültürünün Türkiye tantımında aktif görev aldı. 1997 yılında Kıbrıs’ta ilk film festival olan, Kuzey Kıbrıs Uluslararası Film Festivali’ni düzenledi ve yöneticiliğini üstlendi. KKTC’de düzenlenen ulusal festival ve film yarışmlarında juri üyesi olarak yer aldı. Kıbrıs Genç TV'de ‘HAYAT SANAT’ isimli uzun soluklu bir kültür- sanat proğramı hazırlayan Kasap halen "Yakın Doğu'da Eğitim ve Yaşam" adlı bir programı Kıbrıs Kanal T için hazırlayıp sunmaya devam etmektedir. 1998 yılında Yakın Doğu Üniversitesi’nde göreve başlayan Yrd. Doç.Dr.Fevzi Kasap, İzmir Temsilciliği ofisini kurup, üniversitenin Türkiye tanıtımında görev aldı. 2003 yılında, Yakın Doğu Üniversitesi’nin yoğunlaşan halkla ilişkiler ve tanıtım çalışmalarında aktif görev üstlendi. Aynı yıl, birçok şehirde üniversite temsilcilikleri kurdu ve Ege-Akdeniz Bölge Temsilciliği’ne getirildi. 2007 yılına kadar üniversitenin tanıtımında Türkiye koordinasyonunu üstlendi. Bu süre zarfında birçok ilde 100’den fazla eğitim fuarına, kariyer günlerine ve eğitim sempozyumlarına katıldı ve sunumlar yaptı. Tanıtım ve halkla ilişkiler uzmanlarına yönelik eğitim çalışmaları yürüttü. 2007 yılında, Yakın Doğu Üniversitesi Rektörlüğü’ne bağlı olarak Tanıtım ve Halkla İlişkiler Merkezi’ni kurdu.Ayni yıl, İletişim Fakültesi’ne bağlı Radyo-Tv ve Sinema Bölüm Başkalığına ve Tanıtım ve Halkla İlişkiler Müdülüğüne getirildi. THİM bünyesindeki Kıbrıs ve Türkiye tanıtımı ile ilgili çalışmalarını 2010 yılına kadar sürdürdü. Aynı dönemde Yakın Doğu Üniversitesi’ni YÖDAK ‘Tanıtım Komisyonu’nda temsil etti. Uluslararası dergilerde yayınlanmış makaleleri bulunmaktadır. 7 Ocak 2016 tarihinden itibaren Doçent kadrosuna atanan Doç. Dr. Fevzi Kasap, hâlen, İletişim FakültesiRadyo Tv-Sinema Bölüm Başkanı olarak görev yürütmekte ve lisans ve yüksek lisans programlarında sinema ağırlıklı dersler vermektedir. Evli ve bir erkek çocuk babasıdır.
YDÜ İletişim Fakültesi, Radyo, TV ve Sinema Bölüm Başkanı
Sinema TV Ana Bilim Dalı
Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü
Sinem TV Ana Bilim Dalı
Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Sinema TV Ana Sanat Dalı
Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi
-
-
As its character, Internet Newspaper has become one of the fastest information sharing portal in the world which makes it more important than everything. Not only Internet Newspapers, but also Social Media tools let people to write a story about whatever they wanted which lead information to get dangerous. Internet Pages which can be created by such small prices, led people share junk information, is getting dangerous day by day. According to the research that has been made in Turkish Republic of Northern Cyprus, there are 48 Internet Web Pages in TRNC now. Most of those 48 Internet Web Pages has no copyright pages at all which shows the danger we have. Social Media tools, make people loose their privacy limits, to intervene in private life will always have a high potential. These interventions are the starting point for the many non-ethical behavior.
İnternet Gazeteciliği, karakteri itibariyle, dünyanın neredeyse en hızlı bilgi aktarımı yapıldığı alan olması bakımından çok önemli bir yere sahiptir. Sadece gazetecilerin değil, internet kullancılarının da haber yazma şansına sahip olduğu bir ortam olarak Sosyal Medya, her geçen gün de tehlikenin arttığı bir ortam olma yolundadır. Çok ucuz fiyatlarla yaratılan internet sayfaları, arzu edilen bilginin aktarılması bakımından ve dolaylı olarak da bilginin kirletilmesi açısından her geçen gün daha büyük bir tehlike yaratmaya devam ediyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde yapılan bir araştırmaya göre 48 Haber Sitesi'nin varlığından söz edilebiliyor. Bu haber sitelerinin birçoğunun künyesinin dahi bulunmaması, tehlikenin boyutlarını gözler önüne sermektedir. Sosyal Medya araçları, bireylerin mahremiyet sınırlarını kaldıran, bireyler ile ilgili kişisel içeriklerin oluşturulduğu ve paylaşıldığı bir alan olduğundan kaynaklı olarak, özel yaşama müdahale edilebilmesi her zaman yüksek potansiyele sahip olacaktır. Bu müdahaleler birçok etik dışı davranışın da çıkış noktası olmaktadır.
Since the invetion of the cinematograph cinema enter the human life. Cinema has been seen as a entertainment. Cinema presented in a harmony of visual and sound effects and it attracted people. After the industrialization the genre niton come out in the cinema. The genre of horror is the most coveted in the cinema. The horror cinema not affected by the economic crisis and cheaper. Turkey experiments horror cinema too. In the 1970’s Turkish horror films was a copy of western ones in visualy and subject. However, we see Turkish Horror film’s own tales in 2000’s. But these films were lack of visual and tales were similar as western ones. In this context, we examined Turkish horror cinema with examples of showing horror flicks and created issues which increased after 2000’s.
Sinematografın icadından bu yana sinemanın insan yaşantısına girmesiyle birlikte sinema bir eğlence aracı olarak görülmüştür. Görsel ve ses efektlerinin bir harmoni içinde sunulması insanların cazibesini çekmiştir. Sanayileşmeyle birlikte ise sinemada tür kavramı ortaya çıkmıştır. Sinemada tür olarak korku ise en çok ilgi gören türü oluşturur. Ekonomik krizlerden etkilenmeyen, istendiğinde çok ucuza mal edilen filmler olarak nitelenen korku sinemasının Türkiye’de de denemeleri yapılmıştır. 1970’li yıllardaki korku filmleri konu ve görsellik bakımında batı örneklerinin birebir kopyası olsa da 2000’li yıllara gelindiğinde kendi öz hikayelerinden ancak batı benzeri ve görsellikten yoksun film çeşitleri karşımıza çıkmıştır. Bu bağlamda 2000’li yıllardan sonra Türkiye’de artış gösteren korku sinemasından örneklerle Türk korku sinemasında yaratım sorunları incelenmiştir.
Advertisement that is one of the base components of marketing is also one of the tools that are very important for brand managers in developing a brand personality. For this reason, a very big part of the marketing communication efforts is aimed at developing brand personalities through advertisements. In face of continuously growing competition and changing consumer preferences, advertisements becomes one of the marketing communication components for enterprises and it provides appealing opportunities to enterprises which aim to reach target markets quickly and effectively. Companies track the target customer behaviours in market. Companies which trade in food industry uses the image of ladies and boys with the sexuality object. The aim of this study, analyzing the state of spiritual,individual and sociological effects in terms of sexuality to target audiencein food advertisements.
Pazarlama iletişiminin ana unsurlarından biri olan reklamlar aynı zamanda marka yöneticileri için marka kişiliği geliştirilmesinde en büyük role sahip araçlardandır. Bu nedenle pazarlama iletişimi çabalarının büyük bir kısmı reklamlar aracılığıyla marka kişiliği geliştirmeye yönelik olmaktadır Sürekli artan rekabet ve değişen tüketici tercihleri karşısında hedef pazarlarına daha hızlı ve etkin bir şekilde ulaşmak isteyen işletmeler için reklam, pazarlama iletişimi unsurlarından biri haline gelmiştir. Reklam uygulamaları için işletmeler, hedef müşterilerinin davranışlarını takip etmektedirler. Gıda sektöründe faaliyet gösteren işletmeler son dönemlerde kadın erkek imgesini cinsellik temalı olarak kullanarak hedefe ulaşmaya çalışmaktadırlar. Çalışmanın amacı, gıda reklamlarında kullanılan cinsel objelerin hedef kitlede yarattığı ruhsal, bireysel duyguların ve sosyolojik durumun cinsiyet açısından çözümlenmesidir.
This research, in general aspect, referes to the evolution of Iran Cinema in the years between 1925 – 2007. For 82 years Iran Cinema unaviodably effected from all kind of politic changings in the country and due to this it is a visual evidence of social and politic evolutions. The success of the Iran Cinema documented with many international film festivals. After the Islamic Revolution in 1979, Iran Cinema improved a distinctive style and maintained producing various superior quality movies, exclusively in 1990’s it kept rising. This research specificly focuses on director Abbas Kiarostami’s contrubutions, who took a major role in evolution of Iran Cinema, of leading the country cinema to universal dimension. Foremost Abbas Kiarostami and other superior qualified directors such as Mohsen Makhmalbaf, Majid Majidi, Jafar Panahi developed a strong Iran Cinema identity and won many awards, attracted attentions in international arenas. Since 1960’s the directors that we previously mentioned, produced important movies which are obtained country cinema’s exceptional position in the world cinema history. Director Abbas Kiarostami is the pioneer of these directors. With this research; we put forth social and universal arguments as a visual evidence of the Iran Cinema via forenamed director’s movies.
Öz Bu çalışmanın genelinde İran Sineması’nın 1925-2007 yılları arasında göstermiş olduğu gelişime değinilmektedir. 82 yıl boyunca İran Sineması ülkede yaşanan her türlü siyasal değişimden kaçınılmaz olarak etkilenmiş ve buna bağlı olarak İran’da yaşanan toplumsal ve politik gelişimlere görsel anlamda tanıklık etmiştir. İran Sineması’nın başarısı birçok uluslararası film festivali ile de belgelenmiştir. İran Sineması, 1979'daki İslam Devrimi'nden sonra kendine has anlatım üslubunu geliştirerek birçok nitelikli eser vermeyi sürdürmüş, özellikle 1990'larda büyük yükseliş kaydetmiştir. Bu çalışmanın özelinde ise; İran Sineması’nın bu değişiminde önemli yer işgal eden İranlı yönetmen Abbas Kiyarüstemi’nin ülke sinemasının evrensele ulaşmasında yaptığı katkıları sergilemektir. Abbas Kiyarüstemi başta olmak üzere, Muhsin Makhmalbaf, Mecid Mecidi, Cafer Panahi gibi birçok nitelikli sinemacının eserleriyle ülke sineması, hem sağlam bir kimlik oluştumuş hem de uluslararası arenada ödüller kazanarak İran Sineması’ndan ve İranlı yönetmenlerden bahsedilmesini sağlamıştır. 1960'lardan itibaren adı geçen yönetmenler ülke sinemasının dünya sinema tarihinde yer almasını sağlayan önemli filmler üretmişlerdir. Yönetmen Abbas Kiyarustemi bu yönetmenlerin başında gelmektedir. Bu çalışma ile; adı geçen yönetmenin filmleri üzeriden İran Sineması’nın toplumsala, evrensel argümanlar ile görsel tanıklığı ortaya konulmaktadır.
In this research; under the scope of arrival of cinema fact to Turkey and its development; we tried to survey Reha Erdem’s cinema and approached to it from editing, visuality and sound aspects. Erdem who is stabile in his story telling style and also searching new meaning fields in his every movie, with A Ay (1988) compered to the period’s conditions he displays different narrative style. With Kaç Para Kaç (1999), Korkuyorum Anne (2004) and Beş Vakit (2006) he tells the stories of childeren who were left alone into their world and suffering while they are growing up. In these movies, director deals with visuality and sound elements in different effective aspects. In Reha Erdem’s cinema, story does not comes to foreground, but it’s the movie’s editing. While he edits his movie, music helps to him, however this assistance is not like American movies which are lining up like a wagon at the background. On contrary, he uses sound line in the scene to strengthen the meaning of the movie.
Bu çalışmada, sinema olgusunun Türkiye’ye gelişi ve gelişim süreci kapsamında Reha Erdem sinemasına genel bir bakış yaparak; kurgu, görsellik ve ses açısından yönetmenin sineması ele alınmaya çalışılmıştır. Her filmde üslûbunda istikrarlı ama bir yandan da filmlerinde yeni anlam alanları arayan Erdem, A Ay (1988) ile dönem koşullarına göre farklı anlatım sergilemiştir. "Kaç Para Kaç", "Korkuyorum Anne" ve "Beş Vakit" ile ise kendi dünyalarında yalnız bırakılmış çocukların büyüme sancılarını işlemiştir. Bu filmleri gerek görüntü gerek ses öğeleri açısından bambaşka bir etkileyicilikle ele almıştır. Reha Erdem sinemasında hikâye yerine daha fazla ön plana çıkan şey filmin kurgusudur. Kurguyu yaparken de müzik buna yardımcı oluyor ama Amerikan filmlerindeki gibi fon müziği şeklinde birbirinin arkasına sıralanan vagonlar gibi değil. Aksine sahne içerisinde filmin anlamını kuvvetlendirecek, ses bandının içinde olacak şekilde kullanıyor.
-
-
----
----
----
----
----
----
----
----
----
----
----
----
----
----
-
-
-
-
-
-
-
-
-
--
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
yok
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
_
_
-
-
-
-
Bu ders, RTC 201, RTC 205 ve diğer meslek derslerinde öğrenilen konuları ve kazanılan becerileri uygulamalarla ileri düzeye taşımayı amaçlamaktadır.
Görsel İletişim Bölümü öğrencilerine, ilerde gerçekleştirebilecekleri animasyon filmleri veya video yapımları için görüntü dili ile ilgili bilgiler vermek. Canlı unsurlarla örnek olayların çekimlerini gerçekleştirmek.
-